NASA, Alaska’da gece gökyüzünde gerçekleştireceği roket fırlatmalarıyla, Kuzey Işıkları olarak bilinen auroraların eşsiz hareketlerini daha uygun anlamamızı sağlamak istiyor. Kulağa gerçekdışı üzere gelse de bu teşebbüs, auroraların neden kimi durumlarda titreştiği, bazen nabız üzere attığı ve bazen de delikler oluşturduğu üzere fenomenlerin gizemini çözebilir. Detaylar haberimizde…
NASA, roketlerle Kuzek Işıkları olarak bildiğimiz auroraların gizemini çözmek istiyor
Kısaca tanımlayacak olursak auroralar, Güneş’ten yayılan yüklü parçacıkların Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşime girmesi sonucu oluşuyor. Fakat, bu ışık şovlarının neden farklı formlarda hareket ettiği tam olarak anlaşılmış değil. NASA’nın bu araştırması, auroraların neden birtakım durumlarda süratli bir biçimde yanıp söndüğü, bazen nabız üzere attığı ve bazen de karanlık bölgeler oluşturduğu üzere soruları yanıtlayacak.
NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi, Fairbanks’teki Poker Flat Araştırma Üssü’nden iki özel misyon yürütecek. İlk görev olan “Ground Imaging to Rocket Investigation of Auroral Fast Features” (GIRAFF), süratli yanıp sönen ve titreşen auroraları inceleyecek. Bu vazife kapsamında, roketler, Güneş’ten gelen elektronların Dünya’nın manyetosferindeki elektronlarla çarpışmalarını ölçen enstrümanlarla donatılacak.
Uzay çöpleri başımıza iş açacak: NASA, BM’den yardım istedi!
Uluslararası bir araştırma takımı, uzay çöpleri sıkıntısına tahlil bulmak için Birleşmiş Milletler’e davette bulundu.
İkinci görev ise “Black and Diffuse Aurora Science Surveyor” (BASS) olarak isimlendiriliyor ve auroralardaki karanlık bölgelerin neden oluştuğunu araştıracak. Bu misyonda de misal halde donatılmış roketler kullanılacak. Fırlatma tarihleri, Alaska’daki rüzgar şartlarına bağlı olarak belirlenecek.
Her iki takım de auroraları, fırlatma alanındaki ve Venetie, Alaska’daki (roketlerin rotası boyunca yaklaşık 210 kilometre kuzeydoğuda) yer tabanlı kameralarla takip edecek. Özcesi bu araştırmalar, auroraların dinamiklerini daha uygun anlamamıza yardımcı olur mu bilemiyoruz. Lakin söylenenlere nazaran hepimizi büyüleyen bu tabiat olayının gerisindeki fizikî süreçler aydınlatılacak.
Bu husus hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz…
